0

Mart 2008

2 Mart /
Renkli bir Eskişehir yolculuğu…
Günün sonunda büyük bir karanlık çöreklendi üzerime.

5 Mart /
S.’nin okumam için verdiği Elif Şafak’ın “Siyah Süt” isimli kitabını bitirdim.
Niçin okudum bu kitabı diye kendi kendime soruyorum. Bana ne kattı bu kitap?
Tek ilgimi çeken S.’nin kitabın ilk sayfasına yazdığı şu cümleydi: “saniyeler gözümde bir can ve her saniye bir can kaybediyorum”
Sadece bu cümle nedeniyle kitabı, bitirene kadar, elimden bırakamadım.

8 Mart /
Dünya Emekçi Kadınlar Günü…
G. ve arkadaşlarının Kadınlar Günü için yazıp oynadıkları “El ele” isimli oyunu seyrettim.
Uzun zaman olmuş tiyatroya gitmeyeli. Amatör bir oyun da olsa çok keyif aldım.

“Olasılıksızlık” başlıklı bir şiirsel karalamam vardı. İlk yazdığım şekliyle bir köşede duruyor olmalı. Ne diyordu; aşk bir olasılıksızlık hesabıymış, çok geç fark ettim.
Sanırım artık tamamlayabilirim bu şiiri.

9 Mart /
Bütün gün Attilâ İlhan şiirleri okudum durdum. Özellikle “Üçüncü Şahsın Şiiri” ve bu şiirin yarattığı karşılıksız aşk düşüncesi beni rahat bırakmadı.
Bir ara “Karşılıksız Aşk Üzerine Çeşitlemeler” başlıklı bir deneme yazmıştım. Ona son halini verip yayınlama vakti gelmiş olmalı.
R.’nin bir sözü de aklımdan çıkmadı hiç: “Acaba Attila İlhan’a bu şiirleri yazdıran kişiler, bu şiirlerin yazılmış olmasından ve bu kadar kişiyi böyle derinden etkilemiş olmasından memnun muydular?”
acaba??

12 Mart /
Bir çikolatanın nelere sebep olabileceğini çok iyi biliyorum. Bir çikolata tanesinin üzerinden bir melek hayatıma girerken, onun farkına varmadan yıllar geçirebileceğimi ve çok sonra hiç ummadığım bir zamanda o meleğin hayatıma kattığı güzellikleri görünce neler kaçırmış olduğumun pişmanlığını yaşayacağımı asla tahmin etmezdim. Ama oluyormuş, hiçbir zaman ummadığımız güzellikler de başımıza geliyormuş. Ne mutlu ki bana böylesi bir mutluluğu yaşadım.

14 Mart /
Tıp Bayramı…
AKÜ Tıp Fakültesi I. Öğrenci sempozyumu sonucunda bizim hazırladığımız postere Başhekimlik Özel Ödülünü verdiler. Ödülümüz de biri dolma, biri de tükenmez olmak üzere iki kalem oldu. Diğerlerini bilmem de bana verilecek en güzel hediyelerden biri bu olsa gerek?
Ne zaman birilerine kalem hediye etme fikri gözümde canlansa, aklıma hemen “Akıl Oyunları” filmi gelir. Yıllar sonra eğitim verdiği fakülteye şizofren olduğunu kabul ederek gelen John Nash’in oturduğu masaya tüm öğretim üyelerinin kalem bırakması…
kalem saygıyı,
kalem karşındaki kişinin başarısını kabul etmeyi de temsil ediyor.

15 Mart /
Sigarasız 21. gün…
Bir alışkanlıktan vazgeçmek ya da bir alışkanlık edinmek için en az 21 gün gerekir derler. Acaba artık sigarayı bıraktığımı söyleyebilir miyim?

Güven Turan’ın aforizma kitabı “Bakır Çalığı”nı sonunda okuyabildim. Ne diyor Güven Turan: “Acı çekmekten mutlu olmalıyız. Bu, yaşıyoruz anlamına gelir çünkü.”

19 Mart /
Kum dergisinden Suna Dündar mail gönderdi. “Öleyazılan Aşk” başlıklı şiirimi yayınlayacaklarmış. Daha önce de bir yazımı yayınlamışlardı.
Evrensel Kültür yazdığım şiirleri beğenmemiş ve benden toplumcu şiirler yazmamı istemişti. Yoğun olarak Nâzım Hikmet, Ahmed Arif, Şükran Kurdakul, Enver Gökçe, Ataol Behramoğlu, Sennur Sezer, Gülsüm Cengiz, Şükrü Erbaş okuması sonrasında yazdığım “Çaresiz Şiir”i Evrensel Kültür’e gönderdim.

24 Mart /
Bir daha hiç kimseye “Canım benim!” demeyeceğim.

25 Mart /
Enis Batur’un “Gönderen: Enis Batur” isimli kitabını bitirdim.
Niyeyse birilerine mektup yazmak geldi içimden. Ya da kartpostal atmak. Maillere cevap vermek heyecanlandırmıyor beni. Keşke evime mektuplar gelse ve ben de büyük bir heyecanla cevaplasam.

Geçen sene “İlter Su’ya Mektuplar” diye bir projem vardı. Acaba o projeyi tekrar gündeme mi alsam?

26 Mart /
Yıllar önceki bir otobüs yolculuğu…
Özel tarihleri bir türlü unutamıyorum. Bir ara hayatıma giren ve bana güzel anlar yaşatan bir kişinin hayatımdan çıkmasından sonra, onunla ilgili olan her şeyi unuttuğumu düşünmüştüm ve şöyle bir not yazmıştım: Bana en unutulmaz mutlulukları yaşatan kişileri unutmanın verdiği mutluluğu yaşıyorum.
Ama ne yazık ki kısa bir süre sonra benim için bir zamanlar özel olan günleri de unutmamış olduğumu gördüm. Şu günlerde başka bir kişinin anlam kattığı tarihleri yaşarken, hâlâ yıllar önceki bir otobüs yolculuğunu hatırlamış olmak ilginç.

28 Mart /
Renkli bir İzmir yolculuğu…

Hayat Notları -X- tamamlandı. Daha önce Hayat Notları -VIII- ve -IX-‘u yayınlayan Taflan dergisine bunu da göndermeliyim.

30 Mart /
“Birazcık bilseydin ne kadar çok sevdiğimi dostumu, asla bırakmazdın dostunu!”
Bu sözü bana söyleyen kişi, şimdi beni bırakıp gidiyor...

Tuna BAŞAR

/martikibinsekiz
afyonkarahisar-izmir-eskişehir/

Ayın Kitapları

- Enis Batur “Gönderen: Enis Batur” Deneme Remzi Kitabevi Ekim 1991 240 syf
- Güven Turan “Bakır Çalığı” Deneme YKY Ağustos 2006 96 syf
- Attilâ İlhan “Yağmur Kaçağı” Şiir İş Bankası Kültür Yay. Ekim 2005 92 syf
- Oğuz Atay “Korkuyu Beklerken” Öykü İletişim Mart 2004 202 syf
- Franz Kafka “Aforizmalar” Deneme Bordo Siyah Yay. 2005 100 syf
- Ferit Edgü “Tüm Ders Notları” Deneme YKY 2003 217 syf
- küçük İskender “Bir Daha Bana Benzeme Angel” Şiir Varlık Yay. 2004 72 syf
- Betül Yazıcı “İçimde Kirli Kuşlar” Şiir Etki/Dize Yay. Ocak 2008 72 syf
- Sevim Burak “Mach 1’dan Mektuplar” Anı/Mektup Om Yay. 2004 280 syf
- Ece Ayhan “Aynalı Denemeler” Deneme YKY Nisan 2001 100 syf
- Elif Şafak “Siyah Süt” Otobiyografik Roman Doğan Kitap Kasım 2007 308 syf

tuna başar

1985 yılında doğdum. İzmir Karşıyakalı'yım. 2004 yılının son çeyreğiyle birlikte başladığım yazı serüvenime Gece Edebiyat adlı blog sayfamda devam ediyorum. Yazılarım ve şiirlerim Ada (Samsun),Aykırı Sanat, Berfin Bahar, BH Sanat, Çalı, Genç Hayat, İzmir İzmir, Kaçak Yayın, Kar, Koridor, Kum, Kuşak, Kül Öykü, Lacivert Sanat, Mor Taka, Onaltıkırkbeş, Sunak, Taflan, Varlık, Virgül gibi dergilerde yayınlandı.

Website: Gece Edebiyat

Yorum Gönder

 
Top